Çağrı Merkezi Diyaloğu

- iyi günler efendim .... bıdı bıdı ... tapu kredi bankası ... ... bilmem kaç yılından beri düzenli ödemede bulunan müşterimiz olduğunuz için sevdiğiniz bir yakınınıza ek kart ... ... bıdı bıdı ... bu ek kartı hangi sevdiğinizin adına çıkartalım efendim?
- aslında sevdiğim biri yok. ıssız adam filmini izlemişsinizdir, onun gibi işte, yapayalnız yaşıyorum.
- peki efendim sevdiğiniz bir arkadaşınız bir dostunuzun adına da çıkartabiliriz. ek kartınızı hangi dostunuzun adına çıkartalım efendim?
- şu hayatta güvenebileceğim, dost diyebileceğim hiç kimse yok. beni kimse anlamıyor, ben de anlamaları için çabalamıyorum.
- zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz efendim.
- evliyim

İnsan Kaynakları

bir çok şirkette sürekli çalışanlara sorun çıkartan birimdir.
efendim olay şöyle gerçekleşir. genelde insan kaynaklarında kibirli, ukala bir kaç personel çalışır ve sanki görevleri şirketin asli unsuru afedersiniz motoru olan 'sizin işlerinizi kolaylaştırmak' değilmiş gibi davranırlar. sizin dosyanızda bir evrağınız eksiktir ama gelip sizden bunu almayıp getirmenizi isterler v.s. tamam şimdi bu satırları okuyanın aklına gelebilir 'yata yata karpuz büyütmeyin sizde' diye ama bu küçük ayrıntılar belli bir süre sonra insan kaynakları üniforması taşıyan koca koca diyarbakır karpuzları yetiştirmenize sebep olur. bir şirkette şirketin faaliyetlerine doğrudan etkisi olanlar ahkam kesmeli, dolaylı etkisi olanlar (insan kaynakları, çaycı, muhasebeci v.s.) onların işlerini kolaylaştırmalıdır.

bonus anı:
insan kaynakları personelinin tutum ve davranışlarına gıcık kapan ben, "arkadaşımın cv'si diye bir cv gönderdim. fakat gönderdiğim cv, bu ara e-mail olarak sıkça dolaşan saçma sapan (içinde karikatürler ve adamın arkadaşları ile çekilmiş resimleri bile bulunan) bir cv idi. esprime cevap gelmeyince, bir hafta sonra dayanamayıp arkadaşımın durumunu sorduğumda "yazdırılıp dosyaya takıldığı" bilgisini aldım. kulaklarıma inanamayıp inip baktığımda hakkaten karikatürlerle dolu, şaka olduğu her halinden belli olan cv'nin dosyaya takıldığını gördüm. insan ister istemez düşünüyor, "bre akıl dağıtılırken sıradan niye çıktınız?" diye.

Unutkan Arkadaş

İş arkadaşlarımdan birini bayramda aradım. Ulaşamayınca mesaj attım.
4 günlük Kurban Bayramı sonunda iş yerinde karşılaştığımda kendisini aradığımı ama ulaşamadığımı söyledim. Çantasından telefonunu çıkarttı ve "aa aramışsın, 15 cevapsız çağrı yazıyor" dedi. Bayram boyunca gelen hiç bir çağrıya bakmamış.
- Yuh yani sen şimdi 4 gün boyunca telefonuna bakmadın mı?
- Ben sizin gibi bekar mıyım? İkide bir telefonuma bakayım.
- Bayram bayram???

Bu pazar iş yerine şöyle bir uğradım. Bir cep telefonu acı acı çalıyordu. Aynı arkadaşımın cep telefonu idi. Yetişemedim fakat eşinin adını bildiğim için rehberden eşinin numarasını bulup aradım. Çağrıya cevap veren olmadı. Neyse, telefonu çekmecesine attım.
Pazartesi günü:
- Telefonun burda kalmış sanırım. Ben çekmecene koydum.
- (Çantasını kontrol edip) Aaa burda kalmış heralde farketmemişim.
- Nasıl yani ya??? 2 gündür telefonuna bakmadın mı hiç?
- Ben sizin gibi bekar mıyım? İkide bir telefonuma bakayım.
- Bu sefer yorum yapmayacağım.

Kısa ve Etkili

- abi çok güzel bir cümle var, söyleyeyim sana yengeye söylersin.
- olur ama mail at.
- abi tam hatırlayamıyorum da kendi dilimle yazayım sana.
- o dilini yengenin olduğu cümleden çıkart!

----------------------------------------------------

müdür: ben anlamam, ne yapıp ne edip bu raporu sabah masamda istiyorum!
ben: aduuket!
müdür: o ne demek?
ben: "hemmen getiriyorum" demek müdürüm.

----------------------------------------------------

- abi göbek yapmışsın?
- yok, belime doluyorum ben.
- ...

----------------------------------------------------

sabah saat 07:00
cep telefonu çalıyor. arayan müdür.

- neredesin?
- kahvaltı yapıyoruz müdürüm.
- kiminle?
- karga ile.
- ...

----------------------------------------------------

- hakki askerden dönmüş.
- o kısa devre yapmıştı di mi?
- elektronik cihazlar kısa devre yapar, askerler kısa dönem yapar.
- haaaa.

----------------------------------------------------

- abi iki tane permatik banyo
- (poşete koyduktan sonra) gazeteye sarayım mı?
- ne alaka?
- mahalleli görmesin ayıp olur.
- ...

----------------------------------------------------

ben: genel müdür sizi çağırıyormuş.
müdür: ne diye?
ben: bilmiyorum müdürüm vahiy geldi sanırım onu yazdırtacak.
müdür: ...

----------------------------------------------------

çay otomatının başında çay alan, şirkette orta yaş üstü bir bayan kardeşimizin yanına gittim. yavşak yavşak gülümseyerek şaka ile karışık sordum.
- ayağına basayım mı abla?
- evlenince karına basarsın.
- ...
- evlenince karının ayağına basarsın yani.

yanlış anlaşılmasın art niyetle değil safça söyledi bu sözü. çünkü bunu söyleyen bayanın zeka seviyesini gösteren başka bir olay nakledeyim.

haftasonu bir arkadaşımızın düğününe gittim. çektiğim bir resmi tüm arkadaşlara gönderdim. resimde gelin damat dahil toplam 6 kişiyiz. ben çok belirgin seçilebiliyorum. benim attığım maili okuduğunda şöyle dedi:
- aa mesut'un düğünü mü vardı.
- evet.
- sen gittin mi?
- yok gitmedim.

şimdi normal olarak "dalga mı geçiyorsun benimle?" gibi bir cümle kurması gerekiyordu ama o konu öyle kapandı. yani "evlenince karına basarsın" derken bunu bir art niyetle söylemiyordu. (umarım)

----------------------------------------------------

- müdür beni mi çağırdı?
- yok sadece öksürdü. hehehe öksürünce seni çağırıyor, hapşırınca x'i
- osurunca da seni mi çağırıyor?
- ...

----------------------------------------------------

- abi şirketi batırmışsınız. hayırdır?
- factoring ya boşver.

----------------------------------------------------

biliyorum iğrenç bir hikaye ama ben bunu yaşadım.
üniversitede iken bir arkadaşım, kız arkadaşını eve çağırıyordu.
- hadi bize gidelim.
- ama haaayııeear. (miyavlama ile karışık kendini şirin zannetme hali)
- ya kızım çıkışta gideriz işte.
- ama olmaaazzz (kendini hala şirin zannediyor)
- ya adamı deli etme, bu soğukta dışarda ne işimiz var. eve gidelim.
- ama olmas yaa (kaşınıyorum)
- tamam anladık ama olmaz, döte olur mu?
- ...

----------------------------------------------------

GORA filmini izledikten sonra arkadaşa şaka olarak takılmak amacıyla cem yılmaz'ın sesini talit ederek şöyle dedim:
- amerikalilarin bir lafi var bildin mi?
- neymiş o?
- f.ck you!
- me too

bu kadar basit ve etkili bir cevap verebileceğini hiç düşünmemiştim.

Tek Cümle

x: ben cd lerin arkası da çalıyor sanıyordum.
x: bir sayının iki katını almak için ikiyle mi çarpıyorduk
x: o poliçeleri sen bana fakslayabilir misiniz?
x: sabah sabah fişek gibi geldiniz valla
x: ona dil sürtüşmesi denir (dil sürçmesini tanımlarken)
x: servise yetişebilirdim ama koşmak gözüme gelmedi
x: kağıtlar ayrı ayrıydı çiftleştirdim onları
x: işıkları kapat, zifiri karanlık manzarası olsun
x: bu neye göre istinaden yapıldı?
x: marmaris'i gördüm, hiç hava alınmıyor çok nefessiz bir yer
x: köfteden midem bulandı, kıyma et kokuyordu
x: flaşsız çektim açık renk çıktı
x: levent hanım aradı
x: şefik hanım aradı
x: o gün üstüste çamları kırdın sen
x: tongaya oturdun
x: kaymıbetmiş poliçeyi
x: müşteri telefonu kapatmamış da bi boşluk sesi vardı
x: en güvenli araç uçaktır karayolunda
x: ikibimbur model araba
x: saçlarımı kışın uzatıyorum çünkü saçlarımı şapkamın altına takabiliyorum
x: telefon pıtırtı yapıyo
x: erdal inönü matematik fizikçisiymiş
x: balıkesir ... şubesi samsun bölge müdürlüğüne mi bağlı?
x: elektriğin tadı güzel olmuyo (elektrikli fırında pişen)
x: deprem sallanmaya başladı
x: bebek doğmuşum
x: o adresi tanıyor musun?
x: saçma cevaplara saçma cevap veriyorum
x: sonra, önce faksla onu sonra anıl'a indir
x: arkadan mersin bölgeyi getir
x: bi söz var ya, düşünüyorum öyleyse yokum diye, hakkaten doğru ha
x: ülker eti gofret istiyorum
x: rüyamda ayşegül atik ile ali atik'in ayrıldığını gördüm
x: üniversite sınavında bir yanlış dört doğruyu mu götürüyodu.

Kısa Kısa

- size elma soyayım mı?
- ay gene mi meyva, günde 5 kere ikram yapıyosun
- bi de kısır yapsan tam süper olacak

- x seni aradım bayramda iki kere, geri dönmedin
- dur bi bakayım, aa evet aramışsın yeni gördüm
- nasıl yani 4 gün önce aramıştım
- amaan ne bileyim ben bekar mıyım öyle dakka başı telefona bakayım
- dumur

- eşin aradı, arıycakmışsın
- beni mi aradı?
- yok z'yi aradı
- z'yi niye arasınki
- hah işte ağzımdan aldın
- neyi?
- yok bir şey

- "adamın bi fransız sevgilisi var, bizim türk kızları gibi şişman ve kısa"
ben: "canımcım şişman ve kısa olmanın türk olmakla alakası yok, pis boğazlı olmak ile alakası var"

(bir yabancı müşteri geldi. işlem yaptırdıktan sonra gitti. işlemi yapan arkadaşın sözü)
- adam "two" diyor, "two" nun hangi rakam olduğunu unuttum

x: büleeeeent, ya ben niye hep bu çocuğa bülent diyorum
y: ben de fatih diyorum
z: iyi de y hanım adı zaten fatih

Rusya

- rusya'da çektiğim resimleri makineden bilgisayara atabilir miyiz?
yeni bir fotoğrafçılık kursuna başlıyacağım da içindeki resimleri cd'ye çekebilir misin?
- hay hay, sen yarın makineyi getir, yok yok memorycard'ı getir hallederiz 5 dakkada

xxxxxxxxxxxxxxxxx ertesi gün xxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

- al getirdim makinayı
- ya makinayı getirmişsin de hafıza kartını getirmemişsin. bunun içinde bir kart olacaktı asıl resimler onda
- nasıl yani anlamadım.
- ya bak resimler makinada değil, hani bunun filmi varmış gibi düşün, içinde küçük bir parça var, sim kart gibi, onu bir de kablosunu getirceksin
- kablo ne için (burda kafası karışıyor)
- ya kabloyu getirceksin ki makina ile telefonun bağlantısını kuralım ki resimleri makinadan bilgisayara atalım.
- nasıl yani anlamadım
- ya kabloyu makinaya takıcaz, öbür ucunu da bilgisayara, resimleri atçaz bilgisayara
- ha tamam, kablo

xxxxxxxxxxxxxxxxx ertesi gün xxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

- al kabloyu getirdim
- iyi de hafıza kartı gene yok
- ayy unuttum ben onu ya

xxxxxxxxxxxxxxxxx ertesi gün xxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

- al kartını getirdim.
- hah şöyle tamam daaaa makinayı eve götürdün ya, nasıl atçaz? elimizde kablo ve hafıza kartı var
- bağlanmıyor mu kablo karta
- neyse boşver, ben bir hafıze şeysi bulur atarım resimleri pc ye (biraz sonra) al attım tüm resimleri pc ye, cd ye de çektim, içindeki resimleri sileyim mi?
- nasıl yani, ben eve gidince makinadan silcem resimleri, sen nasıl silebiliyorsun
- canımcım bak makinada resim falan yok, resimler şu an elimdeki kartın içinde, istersen içini boşaltayım kartın
- ayyy ben de makinada resimler var sanıyorum. eve gidip tek tek silecektim (işte bu tek tek silecektim lafı beni çıldırtan laf, çünkü kartı 1 gb ve en son tek tek 2-3 resmi silecem diye makinasındaki tüm resimleri silmişti, o geldi aklıma)
- ...
- n'oldu
- yok bir şey

xxxxxxxxxxxxxxxxx bir ay sonra xxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

- hafıza kartını bilgisayarın neresine takıyoruz
- canımcım hafıza kartı bilgisayara takılmıyor
- ha ondaan, ben denedim dün akşam evde, kartı takabilecek bi yer yok bilgisayarda (bu sırada ayağa kalktı ve lcd ekranın arkasını göstererek bunları söyeldi)
- birincisi o gösterdiğin şey lcd ekran. bilgisayar değil sadece ekran. bilgisayar masanın altındaki kasada, ayrıca hafıza kartını fotoğraf makinasına takarsın bilgisayara takamazsın. daha doğrusu kabloyla... neyse ya sen getir kartı ben atarım içindeki resimleri

YTL

- yeni parada 5 milyar 5 trilyon mu yapıyo
- hö
- yeni parada 5 milyar yeni parada kaç para yapıyo
- abla anlamadım kaç para yeni parada ne yapıyor
- ya 5 trilyon mu yapıyor 5 milyar
- abla bu böyle olmayacak ben sorayım, eski parayı yeni paraya mı çevirmeye çalışıyosun
- evet
- eski para 5 milyar mı
- evet
- o zaman yeni para 5.000 ytl yapar
- yok öyle değil 5 milyar eski parada kaç para yapıyor
- ha ablacım sen yeni 5 milyar eski parada kaç para yapar diyorsun
- ha işte kaç para yapar
- abla 5 katrilyon yapar
- olmaz yanlış 5 milyar o etmez
- o zaman sanırım sorduğun soruda yada rakamlarda bi hata var, 5 den sonra kaç sıfır var abla
- 6 sıfır var işte 5 milyar
- abla 5 den sonra 6 sıfır varsa 5 milyon eder, eğer bu yeni paraysa eski paraya çevirdiğinde de 5 trilyon eder
- hah işte trilyon, trilyon çıkması lazımdı zaten
- iyi de abla çıkacağı biliyosan zaten 5 i görünce sonuna trilyon eklesene